Can Yücel #4 elele tutuşmuşuk

elele tutuşmuşuk
iki küçük çocukmuşuk
kışmış hava
mışıl mışıl üşümekten
başıbüyük’te
bir beştaşın dibine
dizdize oturmuşuk
birbirimize sokulmuşuk
birimiz ve
birimiz veya
güya bir rüyaymış
bu rüya

Değişik – Can Yücel

Başka türlü bir şey benim istediğim,
Ne ağaca benzer, ne buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerede gördüklerim, nerede o beklediğim kız,
Rengi başka, tadı başka

Can Yücel

yalnızlığa dayanırım da,
bir başınalığa asla
yaşanmak hoş değil, duvarlara baka baka
bir dost göz arayışıyla,
saat tıkırtısıyla… korkmam..!
geçinip gideriz biz mutluluğa,
ama;
“günün aydın,
akşamın iyi olsun”
diyen biri olmalı,
bir telefon sesi çalmalı,
ara sıra da olsa kulağımda…
yoksa, zor değil, hiç zor değil,
demli çayı bardakta…
karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.
ama:
“çaya kaç şeker atarsın?”
diye soran bir ses olmalı ya
ara sıra..!

O kadar da önemli değil bırakıp gitmeler – Can Yücel

o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer…
…Okumaya devam edin.

Can Yücelden İnciler#3

her şey sende gizli

yerin seni çektiği kadar ağırsın,
kanatların çırpındığı kadar hafif..
kalbinin attığı kadar canlısın,
gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
sevdiklerin kadar iyisin,
nefret ettiklerin kadar kötü..
ne renk olursa olsun kaşın gözün,
karşındakinin gördüğüdür rengin..
yaşadıklarını kar sayma:
yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
sevdiğin kadardır ömrün..
gülebildiğin kadar mutlusun.
üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
sakın bitti sanma her şeyi,
sevdiğin kadar sevileceksin.