Kavşakta – Turgut Uyar

artık gelince biliyorum, önceleri korkardım
şöyle ufak bir şey, sudan kaçmış ayışığı
otuzbeşbin atlının dağdan gelen yankısı
önceleri açılıp gider sanırdım her şeyi
her şeyi aııp gider sanırdım, bir kez şiire konmuşsa
menekşeler, bademler, büyük adamlar, kutsal olan ne varsa
şimdi bir çekiç ve bir alan yetiyor çaresizliği anlamaya
örneğin bir eczanede bir koku duyuyorum
tamam.

oysa ben eczaneye bir ilaç için girmiştim
sirozluyum, yada mitral darlığım var, ülserliyim belki de
niyetim bin yıl direnmektir bu halde bile
romaymış, bizansmış, cumhuriyetmiş, bilmem neymiş, bahane
turuncu bir çiçek açarmış bir yerde akşamüzerleri
eskiden büyük adamlar geçmiş topuz gibiymiş her biri
(o koku)
hangi budala söylüyor artık bu sözleri
el ettim birisine, bir başkasına giymediğim şapkamı çıkarttım
ne dağları tanıdım, ne denizleri ne ötekiyi ne berikiyi
daha demin uyanmıştım, az önce, baktım
vakit akşam.

hayrola yunus kazım, hayrola karlı dağlar
hayrola karlı dağlar, hayrola yunus kazım
geceniz bereketli olsun, gününüz sağlam
ben geldim gittim işe yaramayan şeyler topladım
kancalı iğne, balık oltası, tabanca, bomba filan
dağ gölgesi, köşebaşı, odun ve duman
bu arada başağı tanrı bildim, mührümle onayladım
ağaçlara ve otlara çocuklar gibi baktım
kurda kozaya öyle, kalem kağıda öyle
derken bir ihanet gibi vurdu gözüme her şey
anlatamam.

ilaç milaç bok püsür.
şuramda bir şeyler var
sahiden bir şeyler var
haykırmadan anlatamam.

“Kavşakta – Turgut Uyar” için 3 yorum

  1. Twitter’da takip ettiğim birinin paylaşımında, “ilaç milaç bok püsür, şuramda bir şeyler var, sahiden bir şeyler var, haykırmadan anlatamam…” dizelerini gördüm Turgut Uyar’ın. Benim de “biryerimde” hem de sahiden birşeyler olduğundan, Âh etmeden de anlatamayacağımdan, şiirin tamamını üşengeç bir şekilde google’da arattım. Oradan sizin sayfayı açtım, karşıma çıkan şeyle irkildim. “Bir âh ile bu alemi viran ederim ben” diyordunuz ve altta “ah minel aşk ve minel garaib” diyordunuz.

    Nacizane blogum adamolmazadam.com’da son bir kaç yazıdır hem “âh” hem de “ah min-el aşk” üzerinden ilerliyorum. Beni bu kadar şaşırtan budur. Turgut Uyar kavşağından kendiminkine benzer, ama benim olmayan bir sokağa çıkmış gibiyim.

    Yazmak istedim.

    İyi akşamlar dilerim.

    Beğen

De ki işte: